2 Ocak 2012 Pazartesi

nereden başlasam:)

herkese merhaba:) aralık ayının neredeyse tamamını gezerek geçerdiğimi düşünürsek sayfama yazı yazmayı yine geciktirdim. nereden başlıyacağımı bilemediğim için böyle bir başlık ile yayınlıyorum bu yazımı. aslında yazılacak o kadar güzellikler ve bir o kadar da paylaşılmayı bekleyen resimler var bilgisayarda.

ama ben en iyisi sıcağı sıcağına cuma akşamı başlayan bursa gezimizden başlıyayım. hiç aklımızda yokken -hatta ben haftasonunu evi düzenleyerek geçirme hayalleri kuruyorken- kardeşlerimiz bizi ikna etmesi ile başladı herşey. cuma akşamı bursa ya doğru yola çıktık ve akşam yemeğine annemin hazırladığı mis gibi anne kokan sofraya yetiştik. bol muhabbetli, şen sofralar kurduk. boyasıya ailemizle vakit geçirdik.

pazar sabahı erkenden tüm kardeşler kahvaltımızı uludağ'da yapmaya karar verdik ve sabahın erken saatinde yollara düştük.
dağın eteklerinde yağan yağmur yukarılara doğru yerini sis ve kara bırakmıştı.




zirveye ulaştığımızda ise bu büyüleyici manzara bizi karşaladı.


karın üzerinde  kahvaltı yapmak için binbir güçlük ile yaktığımız mangalımız gerçekten yakarken çok zorlandık:)

hepimiz birlikte kartopu oynadık, karın üzerine yattık, kardan koştuk, kaydık çok eğlendik.

dönüşte biraz trafikte kaldık ama o kadar çok üşümüştük ki ancak ısındık.

dönerken tepeden bursa' ya baktık hava aşağılarda hala sisli ve yağmurlu olduğu için çok net görünmüyordu.

bir kez daha aslında çok kardeş olmanın ne kadar güzel olduğunu düşündüm ve hepsinin varlığı için Rabbime şükrettim. herbirimiz birbirimizin hayatına çok farklı renkler katıyoruz. çok güzel bir gezi oldu bizim için anneme, babama ve kardeşlerime çok teşekkür ederim. inşallah hep böyle güzellikler olur hayatımızda.

aslında çekmeyi unuttuğu fark ettiğim öyle yemekler ve sofralar vardı ki ben ancak şimdi fark ettim ve üzüldüm. inşallah diğerlerinde çekmeyi unutmam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder