29 Eylül 2011 Perşembe

şeftalili kek

bugün sizlerle çok lezzetli bir kek tarifi paylaşmak istiyorum. akşam dışarıdaki işlerimi bitirip eve gelince canım çayın yanında farklı bir şeyler istedi buzdolabını karıştırırken geçen haftadan kalan şeftalileri gördüm ve onlarla kek yapmaya karar verdim.gerçekten mis gibi şeftali ve tarçın kokulu kekim.

malzemeler
  • 100 gr oda sıcaklığında tereyağı
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1,5 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • yarım bardak iri dövülmüş ceviz
  • 2 adet orta boy şeftali
  • 2 yemek kaşığı şeker
  • tarçın
hazırlanması
  1. öncelikle kullanacak olduğumuz kalıbın tabanına göre yağlı kağıdı kesip içerisine yerleştiriyoruz. kağıdın üzerine 2 yemek kaşığı toz şekeri serpiyoruz ve ince ince dilimlediğimiz şeftalileri dilediğimiz gibi yerleştiriyoruz.
  2. tereyağımızı çırpma kabının içerisine alıyoruz ve 2-3 dak. kadar mikser ile çırpıyoruz, üzerine şekerimizi ila edip çırpmaya devam ediyoruz. daha sonra tek tek yumurtalarımızı ekliyoruz ve her defasında 1-2 dak kadar çırpıyoruz.yoğurdumuzu da ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. elde ettiğimiz karışımın üzerine un, vanilya ve kabartma tozunu eliyoruz.en son cevizilerimiz de ilave edip karıştırıyoruz.
  3. hamurumuzu şeftalilerimizin şeklini bozmadan kek kalıbına döküyoruz. 170 derecede ısınmış fırında 25- 30 dak kadar pişiriyoruz.

  4. pişen kekimizi 4-5 dak kadar dinlendirdikten sonra kalıptan çıkartıyoruz ve ters çevirerek servis yapıyoruz. afiyet olsun..

not: ben şeftalilerin üzerine pudra şekeri ve tarçın karışımı eledim. tarçın  ile şeftali çok hoş bir ikili oluyor. tarçın seven arkadaşların denemesini tavsiye ederim.

28 Eylül 2011 Çarşamba

Evde yapılmış kebap

herkese merhaba. geçen haftayı Bursa'da ailemin yanında geçirince yine sayfama yeni tarifler girmekte geciktim. aslında yayınlanmayı bekleyen o kadar çok tarifim oldu ki en kısa zamanda onları yayınlayacağım inşallah.
bugün sizlerle paylaşmak istediğim tarifi geçen hafta denemiştim.ismini bilmiyorum kendim uydurdum.eşimle ben çok beğendik, hatta resmini gören kardeşim ilk buluşmamızda bu kebabtan istediğini söyledi. yapımı oldukça kolay farklı köfte denemek isteyen arkadaşlara mutlaka denemelerini öneriyorum şimdiden afiyet olsun

malzemeler
köfte için;
  • 500 gr köftelik kıyma
  • 1 orta boy kuru soğan
  • 2 dilim bayat ekmek içi
  • tuz, karabiber
  • 2 yemek kaşığı köfte harcı
  • maydonoz
servis tabağı için
  • 2 adet tırnak pidesi
  • 3-4 adet patates
  • 8-10 sivri biber
  • kızartmak için sıvı yağ
sos için
  • 4-5 domates
  • 2 diş sarımsak
  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ
yapılışı
  1. önce köfte için gerekli tüm malzemeler karıştırılarak köfte yoğurulur ve 1saat kadar buzdolabında dinlendirilir.
  2. bu arada kızartmak için patatesler ve biberler temizlenip hazırlanır.
  3. buzdolabında dinlendiğimiz köfteleri yassı çöp şişlere güzelce dizelim ve yağlanmış fırın tepsisine alıp 200 derece ısınmış fırında kızarana kadar pişirilir.
  4. domatesleri rendeleyip küçük bir tencereye alalım içerisine sarımsakları ve sıvıyağı da ilave ettikten sonra arada karıştırarak koyu bir kıvam alana kadar pişirelim.
  5. hazırladığımız biberleri ve papatesleri sıvıyağda kızartıp kağıt havlu üzerine alıp fzla yağlarını çekmesini sağlayalım.
  6. tırnak pidelerini küçük küçük doğrayıp servis tabağına alalım ve hazırlamış olduğumuz domates sosunun bir kısmını üzerlerine dökelim. pişmiş olan köftelerimizi pidelerin üzerine dizelim ve yanlarına papates ve biberi ilave edip kalan sosumuzu hepsinin üzerine dökelim. böylece yemeğimiz hazır. afiyet olsun

17 Eylül 2011 Cumartesi

Doğumgünü pastası




geçtiğimiz perşembe günü eşimin doğumgünüydü ben de ellerimle kendisine pasta yapmak istedim. sonuç işte karşınızda:) tadı gerçekten çok güzel olmuştu afiyetle bir güzel yedik.
Rabbim yeni yaşını hayırlı eylesin. sağlıkla, sıhhatle, güzelliklerle dolu birlikte nice yıllar nasip eylesin.amin...

fotoğrafı eşim çekti benim unutup sonradan üzülme ihtimalini ortadan kaldırmak için aceleyle çektiğini söyledi. evet gerçektende öyle oluyor resim çekmeyi unutuyorum ve sonra da uzun bir süre hayıflanmaktan kendimi alamıyorum.

şimdi tarifini vermeye başlayabilirim. özellikle pandispanyasını çok beğendim. deneyen herkese afiyet olsun.

Pandispanya Malzemeleri
  • 5 yumurta
  • 1su bardağından bir parmak eksik toz şeker
  • 1 su bardağı un
  • 50 ml ılık su
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
Krema
  • 500 ml süt
  • 2 çorba kaşığı un
  • 1 çorba kaşığı nişasta
  • 5 çorba kaşığı şeker
  • yarım paket krem şanti
Üzeri için
  • yarım paket krem şanti
  • 1 çay bardağı soğuk süt
  • muz, vişne ve çikolata rendesi
Hazırlanışı
  1. öncelikli olarak pandispanyayı hazırlıyoruz. yumurtların sarılarını ve beyazlarını farklı yerlere kırıyoruz. beyazlarının üzerine bir fiske tuz atıyoruz(daha güzel beyazlaşmalarını sağlıyor.) ve kar gibi olup sertleşene kadar mikserle çırpıyoruz.diğer tarafta serılarını da 4-5 dak kadar çırptıktan sonra şekeri ilave ediyoruz ve renkleri açık sarı olana kadar çırpmaya devam ediyoruz.ılık suyu ilave ettikten sonra ayrı bir yere elediğimiz un, kabartma tozu ve vanilyalı karışımı yumurta sarılarına ekliyoruz ve hiç pütürlük kalmayana kadar çırpırıyoruz. sonra yavaşça yumurtanın beyazlarını ekliyoruz ve kaşık yardımıyla güzelce karıştırıyoruz. tabanına yağlı kağıt serdiğimiz 26 cm'lik kelepçeli kalıba döküp 170C derecede hafif ısınmış fırına veriyoruz.
  2. pandispanyamız pişerken kremasını hazırlıyoruz. krem şanti hariç tüm krema malzemelerini mikserle çırpıktan sonra kaynayana kadar devamlı karıştırarak pişiriyoruz.pişen kremamızı 5dak kadar daha mikserle çırptıktan sonra soğumaya bırakıyoruz. soğumuş olan kremanın içerisine krem şantiyi ekliyoruz ve çırpıyoruz. buzdolabında soğuması için bırakıyoruz.
  3. pandispanyamız piştikten sonra bir süre soğuması için bırakıyoruz. soğuduktan sonra ortadan ikiye kesiyoruz ve her iki parçayı da hazırladığımız bir bardak soğuk süt ve bir tatlı kaşığı şekerli karısımla ıslatıyoruz. daha sonra kremamızın bir kısmını pandispanyanın arasına sürüyor ve üzerini muz, vişne, damla çikolata gibi dilediğimiz şekilde kaplıyoruz.diğer parçayıda üzerine koyduktan sonra kalan kremamızla pastamızı kaplıyoruz.bir süre soğuması için buzdolabında bekletiyoruz.
  4. yarım paket krem şantiyi bir bardak soğuk süt ile hazırlıyoruz ve sıkma torbası yardımı ile pastamızın üzerini süslüyoruz.dilerseniz muz ve vişnelerle süsleye bilirsiniz ve  son olarak rendelenmiş çikolataları da pastamızın üzerine serpiyoruz ve soğuk olarak servis yapıyoruz. afiyet olsun.
yazarken ne kadar uzun oldu ama inanın yapımı bu kadar uzun sürmüyor. ben daha önceden kendi yaptığım pandispanyaları süt ile ıslatmıyordum sadece hazır aldıklarımı ıslatıyodum ama bu sefer kendi yaptığı da ıslattım gerçekten çok nefis oldu.

9 Eylül 2011 Cuma

güveçte kuru fasülye



öncelikle herkese hayırlı cumalar. biliyorum şuan pazarlar fasülyenin tazesiyle dolu bense karşınıza kuru fasülye ile çıktım. ben güveçte pişirilen yemekleri çok seviyorum. bu sene ramazan ayında mutfakta en çok kullandığım araç güveçti.mevsim sebzelerinden oluşan etli ya da zeytin yağlı güveç, arpacık soğanlardan yaptığım soğan yahnisi bunlardan birkaçı.

bugün için ne yapsam diye düşünürken aklıma güveçte kurufasülye yapmak geldi. aslında herkesin kurufasülye tarifi hemen hemen aynıdır. ben pişerken içerisine kurutulmuş kırmızı acı biber ekliyorum. acı biberler ise geçen yaz annemlerin bursa'da ki evin bahçesinden toplayıp kuruttuğum biberler. bu sene daha toplayamadık ama nasipse önümüzde ki hafta toplarız ve tabi kış hazırlıklarına başlarız :)



biberler mutfakta ocağımın hemen yanında bir kurdele yardımı ile asılmış olarak her zaman hazır dururlar. eşim ve ben yemeklerde acıyı sevdiğimiz için hemen hemen her yemekte kullanırım organik olmaları ve kendim kurutuyor olmamda ayrı bir güzellik oluyor. kuru fasülyenin tarifi ise şöyle;

malzemeler:

  • 2 su bardağı şeker fasülye
  • 500 gr kemiksiz kuzu eti
  • 1 orta boy soğan
  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • 2 adet kuru kırmızı biber
  • tuz
  • sıcak su
hazırlanması:
  1. öncelikle fasülyeleri bir gece önceden yıkayıp suda bırakıyoruz. iyice kabarmış olan fasülyelerimizi bir tencere alıp üzerini bir parmak geçecek kadar su ile birlikte ateşe koyuyoruz. fasülyeler bir taşım kaynadıktan sonra ocaktan alıp sularını süzüyoruz.
  2. etlerimizi yıkayıp güveç tenceremize alıyoruz ve kısık ateşte etler bıraktıkları suyu çekene kadar kapağı kapalı olarak pişiriyoruz.
  3. etlerin üzerine sıvı yağımızı ilave ettiken sonra biraz kızarmaları için karıştırıyoruz. üzerine kuru biberlerimizi ve yemeklik doğradığımız soğanlarımızı ilave edip soğanlar pembeleşene kadar kavuruyoruz.üzerine salçamızı da ekledikten sonra 1-2 kez karıştırıyoruz ve haşladığımız fasülyelerimizi de ekleyip 5 dak kadar arada karıştırarak kavuruyoruz.
  4. fasülyelerin üzerini bir parmak geçecek kadar sıcak suyumuzu ve tuzumuzu ekledikten sonra güveç tenceremizin kapağını kapatıp orta hararetli ateşte fasülyeler yumuşayana kadar pişiriyoruz.
not: güveç tencerisi olduğu için yemeğinizin altını kapadıktan sonra belli bir süre daha kendi sıcaklığında kaynıyacağını unutmayın. afiyet olsun...

8 Eylül 2011 Perşembe

PİDEBAN

Pideban - Sarıyer

Bundan sonra sayfamda sizlere gittiğimiz mekanları ve beğendiğim lezzetleri de tanıtmak istiyorum. bu tanıtıma da bizim oldukça sıklıkla gittiğimiz mekandan başlamak istedim. yaklaşık 2yıldır sıkıldıkça gittiğimiz bu mekanı internette dolaşırken tesadüfen bulmuştum.sonrasında da müdavmi olduk.

dış görünüşü itibarıyla çok fazla kimsenin girmek istemiyeceği bir yer gibi geliyo insana. bir benzin istasyonun bahçesinde ve dışı oldukça eski görünümlü olan bu mekanın içerisine girdiğiniz gibi sizi mis gibi tereyağlı pide kokuları karşılıyor.

mekan iki katlı ve haftasonları oldukça kalabalık yer bulmak için bile oldukça beklemeniz gerekiyor. mekanın bir de farklı bir özelliği var içeri eskiden kullanılan çok farklı eşyalarla dolu. örnegin eski bir piyanoya sırtınızı dayamış olabilirsiniz:)

mekana gittiğimiz zaman biz sadece pide yiyoruz. pideden başka farklı seçenekleri var mı onu doğrusu bilmiyorum. ama web sitelerinde yazdıkları menulere bakılırsa ızgara çeşitleride mevcutmuş. pide olarak oldukça zengin çeşitlere sahip mekan. peynirli, peynirli - yumurtalı, pastırmalı, sucuklu,kavurmalı, kıymalı ve bütün çeşitleri içerisinde bulunduran karışık. peynirli pide benim oldukça hoşuma gitmişti peyniri bildiğimiz kaşar ya da diğer eriyen peynirlerden oldukça faklı Trabzon yöresine ait bir peynir oldğunu söylemişti yetkililer. eşimin tercihi ise karışık pideden yana.

pidenin yanında getirilen turşuda oldukça başarılı. siz pidelerinizin şiparişini verdikten sonra masaya hemen böyle karışık bir turşu tabağı geliyor. ben ilk defa burada tatım erik turşusunu:) siparişlerinizi verdikten sonra gelmesi oldukça uzun bir zaman alıyor bu da mekanın kalabalıklığıyla alakalı. isterseniz açık ayran da sipariş verebilirsiniz kendilerinin yapmış oldukları ayranı kişi sayısına göre sürahiyle masanıza bırakıyorlar.


bu da peynirin nasıl eridiğinin resmi  :)
mekanda tatlı seçenekleri de bulunmakta kabak tatlısı ve kadayıf çeşitlerinden birini tercih edebiliyorsunuz. biz genelde tatlı almasakta bir keresinde kadayıflarını denemiştik ve sanki evde yapılmış gibi güzeldi. yemeğin sonunda mekan size çay ikramında bulunuyor.fiyatlar oldukça makül yenilen pide çeşidine göre farklılık arz etse de en pahalısı karışık pide ve diğer mekanlara kıyasla oldukça uygun. otopark sorunun olmasına rağmen mekanın park görevlisi sizin için bu sorunu hallediyor. ama sahil şeridi boyunca bulunan isparkları da kullanma imkanınız var. yemekten sonra uzunca bir yürüyüş yapabilir boğazın o eşsiz güzelliğinde ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.

Kahvaltı Çöreği

 Bugün çay saati için farklı bir tarif ararken bu yumuşacık çörekler çıktı karşıma. Tarif Lezzet dergisinin eylül 2009 sayısına ait. yapımı hem çok kolay hem de öyle yumuşacık oldular ki neden daha önce denemedim diye hayıflanıp durdum tüm gün. Pazar sabahları hem kolay olsun hem de faklı bir lezzet olsun diyenler için kaçırlmıyacak bir tarif.

Malzemeler:
  • 3 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 patates
  • 125 gr tereyağı
  • 1 kahve fincanı sıvı yağ
  • 2 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 yumurtanın sarısı
  • 1 tatlı kaşığı anason
  • tuz
Harcı için:
  • yarım demet maydonoz
  • 100 gr beyaz peynir
  • 100 gr lor peyniri
  • 6 dilim dana jambon
  • 2 çay kaşığı kırmızı pul biber
  1. Öncelikle patatesi haşlayıp püre haline gelinceye kadar ezin. unu hamur yoğurma kabına eleyin ve üzerine tuz, kabartma tozunu ilave ederek harmanlayın. tereyağı, yoğurt, sıvıyağ ve patates püresini de ilave edip pürüzsüz bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. hamurun üzerini nemli bir bezle örtüp 15 dakika dinlendirin.
  2. İç malzemesi için maydonozları ayıklayıp ince kıyın. jambonu doğrayıp bir kaseye alın. kıyılmış maydonoz, beyaz peynir, lor peyniri ve kırmızı pul biberi ekleyip karıştırın.
  3. Hamurdan yumurta büyüklüğünde bir parça kopartın ve unlanmış tezgahın üzerinde tatlı tabağı büyüklüğünde açın. ortasına iç malzemeyi yerleştirin ve yufkanın her 2 tarafından tutup silindir gibi yuvarlayın. ay şekline getirip uçlarını elinizle sivriltin. kalan hamurun hepsini bu  şekilde şekillendirdikten sonra yağlı kağıt serilmiş sırın tepsisine dizin.

  4. Üzerine yumurta sarısı sürüp anason tohumu serpin ve 200 derece fırında pişirin. ılık servis yapın.


 NOT: yukarıdaki tarif dergide yayınlanan tarifin aynısı fakat ben bazı değişiklikler yaptım. tarifte kullanılan tereyağ yerine teremyağ kullandım. iç malzemede kullanılan jambonu kullanmadım. üzerine sürdüğüm yumurtanın çok kırzarmasını sevmediğim için de yumurta sarısına 1-2 tatlı kaşığı kadar su ekledim ve son olarak evde  anason tohumu olmadığı için ben de üzerine susam serptim. herkese afiyet olsun...

7 Eylül 2011 Çarşamba

Uzun bir aradan sonra MERHABA

      Çok uzun bir aradan sonra tekrar burada olmak çok güzel. Neden bu kadar uzun bir ara verdiğimi ben de bilmiyorum. İlginç ama bugün ısrarla içimden sayfama bir şeyler yazmak geldi:) Hal böyle olunca ben de bir kaç satır bir şeyler yazıyım dedim. Geçen bu uzun zaman zarfında bir sürü yeni tarifler denedim, bol muhabbetli keyifli iftar sofraları hazırladım, bol bol gezdim. Hayatımızda yeni başlangıçlar oldu, yeni kararlar aldım ve bol bol kitap okudum:)
     Resim yanlış hatırlamıyorsam ilkbaharda çekilmişti. Bursa'da annemlerin küçük şirin evlerinin bahçesindeki meyve ağaçlarından bir tanesiydi. Meyvelerini yedik bilr:)